Tenet of The Tenth
Unutulan İlahın gecesi ya da gündüzü yoktur. O sonsuz gecede ısıtmayan mum ışıkları altında, sonsuz boyutlu kütüphanesinde, sönen yıldızlardan oluşan battaniyesine sarınarak oturmuş, Unutulmuş Adam'ın hayatını izliyordu. Unutulmuş Adam'ın, gözlemlediği kadarıyla, bir inancı yoktu. Ama nasıl Unutulan İlah'a inanmaya başlamıştı?? Bir mucize miydi yani bu?? Eh olabilir, olasılığı çok düşüktü ama sıfır değildi. Unutulan İlah önce Unutulmuş Adamın neden unutulduğunu algılamaya çalıştı. Kozmosun en derinlerini bile gören gözlüğünü taktı, eline yaşayıp ölen milyarlarca galaksi görmüş olan kupasını ve içinde kendisini asla ısıtmayacak olan yıldız tozu kahvesini aldı. Unutulmuş Adam'ı seyre daldı. Bu küçük anlamsız, kendinin farkında olmayan yaratık, nasılda Unutulan İlahı acımasız soğuk sondan koruyordu. Bunları düşünürken anladı Unutulan İlah. Bu Unutulmuş Adam vaktinde bir çok inanç değiştirmişti ve kendine en uygun olanı da, onun inanmaya bile vakit harcamayacağı kadar unutulmuş olan bu Unutulan İlah'a inanmaya karar vererek bulmuştu. Kendi amacını bulan Unutulmuş Adam yavaş yavaş Unutulan İlaha ısınmaya başladı. Unutulmuş Adam onunla konuşuyordu. Aslında odasının tavanı ya da duvarıyla konuşuyor gibi duruyordu ama yine de Unutulan İlah onu duyuyordu. Sırtında sönmüş yıldızlardan battaniyesi, elinde cüce yıldızların son gümüşi parıltısını aktaran bir kalem ve karadeliklerin tam ortasının karanlığına sahip siyahlıktaki sayfalarıyla bir defterle birlikte bu Unutulmuş Adamı dinlemeye incelemeye başladı Unutulan İlah. İlk yazacakları Matilda ve Unutulmuş Adam ile ilgili olacaktı. Unutulmuş Adamın aşk hikayeleri işte. Böyle şeyler Unutulan İlaha çok yabancı kaçıyordu. Sevmek?? Sevilmek?? Başkası için zaman harcamak?? Başkasıyla birlikte yaşlanmak fikri olmayan ensesindeki tüyleri kaldırıyordu Unutulan İlahın. Onun yaşlanacağı tek varlıklar sonsuz kütüphanesindeki kitapları ve bu zavallı Unutulmuş Adamdı.
Yorumlar
Yorum Gönder